Türk kültürünün Avrupa'daki etkileri ve Türk Kırmızısı
Künye
Şahin, Duran. (2017). Türk kültürünün Avrupa'daki etkileri ve Türk Kırmızısı. (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbulÖzet
Başka bir kültürle herhangi bir şekilde karşılaşmadan, tanışmadan, alış-veriş yapmadan, savaşmadan varlığını sürdüre gelmiş bir kültürden söz etmek pek mümkün değildir; özellikle Türkler gibi hareket halindeki bir toplum için. Türkler bu tarihi yolculukta, Çin, Hint, İran, Roma medeniyetiyle temas etmiştir. Dahası, Çin, Hint, İran, Roma topraklarında savaşmış, tanışmış, kalmış, yaşamış, imar etmiş, hükmetmiştir. Zorunlu ya da gönüllü temas; tanışıklığı ve ister istemez etkileşimi beraberinde getirmiştir. Türkler, kuşkusuz bu yolculuk öncesi ve sırasında edindiği birikimi günlük hayatın bir parçası haline getirerek ayakta kalmış, nihayetinde sahip olduğu kültürel donanımla 15., 16. ve 17. Yüzyıllarda dünyada Prof.Dr. Halil İnalcık'ın dediği gibi ''Prestij Toplum'' haline gelmiştir. Haliyle prestij toplumun ürettiği "Prestij Kültür" Avrupa'da kolayca yayılma zemini bulmuştur. Türk Dünyası ile Avrupa devletleri arasında temas noktaları Osmanlı Devleti eliyle, onun Avrupa içlerine sokulmasından sonra çarpıcı bir biçimde artmıştır. Osmanlı maddi kültürü Avrupa içlerinde, kendi kültürünü tebaasına dayatma politikası olmamasına rağmen yayılma zemini bulmuştur. Osmanlılar daha çok, doğu ile batının tarıma dayalı medeniyetlerinin çeşitli kültürel elemanlarının uzun mesafeler arasında aktarılmasını sağlayan ortamı yaratmışsalar da tarım dışı istisnaları yok değildir ve az da sayılmaz. Nesilden nesile kültürel aktarımın bir çıktısı olan, kimya ve tekstil sektörüyle doğrudan ilgili "Türk Kırmızısı" olgusu gibi. Yüzyıllarca nesilden nesile aktarılan Türk Kırmızısı boyama usulü 17. Yüzyılda Osmanlı topraklarında boyanan pamuklunun haslığı ve parlaklığı nedeniyle Avrupalı tüccarların dikkatini çekmiştir. Aynı yüzyılda Avrupa, Hindistan gibi pamuk üretim merkezlerinde sömürgeler edinmiş, pamuktan ucuz ve hafif kumaş elde etme yöntemlerini geliştirmiş, üretimini arttırmış, pamuğun kullanımını yaygınlaştırma çabaları bir yüzyıl boyunca sürmesine rağmen istenilen pazar yakalanamamıştır. Sebebi ise kolonilerdeki dikim alanlarından Avrupa'daki kumaş fabrikalarına taşınan pamuğun istenilen kalitede boyanamamasıdır. Avrupalı tüccarlar bunun için Bursa'da üretilen, talebin artmasıyla Edirne ve İzmir'e taşınan Türk Kırmızısı'nın üretim aşamalarına dikkat kesilmiş, önce formülü sonra da Türk boya ustalarını Avrupa'ya taşımaya başlamışlardır. Bu endüstriyel casusluk gayretleri netice vermiş, kısa zamanda bugünkü Fransa, İngiltere, Almanya, İsviçre ve Hollanda'da Türk Kırmızısı boyama fabrikaları açılmıştır. Bu merkezlerde üretilen Türk Kırmızısı kumaşlar Türk Kırmızısı markasıyla tüm dünyaya satılmıştır. Milli kültürümüzün önemli bir çıktısı olan Türk Kırmızısı'nın Avrupa'daki tarihsel varlığı ve uygulanışı kuşkusuz, 17. Yüzyılda pamuk üretiminin yaygınlaşmasıyla, tekstil sektörüyle, kimya bilimiyle, endüstri devrimiyle doğrudan ilgilidir