Renklerin ürün kimliğine etkisi ve çözümleri
Citation
Uzuner, E. (2014). Renklerin ürün kimliğine etkisi ve çözümleri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul: İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.Abstract
Grafik tasarımdaki ana başlıklarla ilgili kuramlara ve uygulama yöntemlerine yönelik bir araştırma sunulur. Grafik tasarımda renk kullanımı bir yönlendiricidir. Duyularımızla algıladıklarımızın % 80 görsel uyarı, gün ışığında da görselliğin tümü renk demektir. Tasarımın en önemli öğesidir. Renk fiziksel bir oluşumdur ve ışık ile birlikte var olur. Önemli bir tasarım öğesi olduğu gibi, aynı zamanda sembolik bir değeri vardır. Renk duygu ve düşünce boyutunu tasarımda vurgulu bir biçimde temsil eder. Tanıtılan, grafik tasarım ürününe kişilik kazandırır. Renklerin, anlamını, özünü, kültürel bağlamını ve etkilerini derinlemesine incelemektedir.Renkler insanın, fiziksel ve psikolojik algılamalarını harekete geçirdiği gibi, nesne ve çevre uyumu açısından önemini vurgular. Rengin algılama ve psikolojik etkilerini ele alarak, farklı tasarım alanlarında renk uygulamalarını ve bunların etkilerini görebiliriz. Tasarımcı, renk ilişkilerinin temel özelliklerini öğrenerek; konusuna biçim ve anlam verir. Renkler, ürünü betimlemek ya da tanımlamak için kullanılabilir. Renk soyut ve sembolik düşüncelerin ve anlamların ifadesi olarak değerlendirilebilir. Bu aşamadan sonra yapılacak olan şey tasarımda amaçlanan etkiyi elde etmek için, rengin nasıl kullanılacağını belirlemektir. Renkte istenilen ifade verilirken algılamaları etkileyen, dikkat, uyarı, motivasyon, verimlilik, iletişim,yaratıcılık gibi noktalardaki rolüyle, psiko sosyolojik bir faktör olarak ürün kimliğinin de önemine dikkat çekilerek şu noktalar vurgulanmaktadır: Çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş ortamlarının insancıllaştırılması ve insan-çevre uyumunun sağlanmasında, etkileşimin güçlü olması için renk etkili bir araç olması. Gösterge-kontrol düzenekleri tasarımında renk ayırıcı bir unsurdur. İş verimliliği, etkinliği, motivasyon, yaratıcılık, dikkat, kazaların önlenmesi, konfor ve hijyen duygusu, sosyal iletişim ortamlarının oluşturulması gibi çalışmalarda renk önemli bir faktördür. 16.yy.'dan bu yana bilim adamları ve sanatçılar renk konusuna eğilmişlerdir. Renkler kültürden kültüre değişmekte ve çeşitli anlamlar yüklenmektedir. Renklerin bazıları psikolojik ve fizyolojik bir biçimde olumlu ve olumsuz etkilemektedir. Herhangi bir ürün alırken bundan bilinç düzeyinde etkileniriz. Günümüzde dijital teknolojiyi kullanarak görselliğin en üst düzeye ulaştığı bu dünyada yetişen genç nesil için, imge ve görsellik sonradan yaşamlarına giren yeni bir deneyim alanı değil, aksine onların algısı ve öğrenmesini etkileyen doğal bir gelişmedir. Genç nesil için doğal algılanan bu görsel kültür, iletişim alanlarındaki etkin artışına işaret etmektedir. Ortaya çıkan görsel kuşatma durumunun özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkisini resimlerin dijital manipülasyonla gerçeği yansıtan belgesel özelliklerini giderek yitirmesi, resim ve gerçek arasındaki sınırın eşitlenmesine ve böylece çocukların benzetme ile gerçeği ayırt etmede zorlanmasına yol açmaktadır. Resimlere renklere aşırı maruz kalarak doyumsuzlaşan gözlerimizin algılarımızı olumsuz etkilemesi sonucunda, farkına vararak, üzerinde düşünerek görmek mümkün olmamaktadır. Görsel göstergelerin yazılı ve sözlü dile olan nicel üstünlüğü, dil kullanımının ve etki gücünün azalmasına ve dilin konuşma baloncuklarının içine itilmesine yol açmaktadır. Grafik sektöründe temel renk kavramlarına, bu yaş gruplarının, ne kadar yakın oldukları ve daha çok bu renklerin hangi renk değerlerini algıladıkları araştırılmıştır. Bu çalışmada rengin tanımı yapılmıştır. Rengin insanoğlu tarafından nasıl algılandığı, algılama olayının nasıl gerçekleştiği, tasarımda renk seçimini etkileyen kriterler, rengin psikolojik etkileri olmak üzere, şartlanmış refleksler, kullanıcı kimliği, yaş-cinsiyet, toplumsal yargılar, gelenekler – inanç sistemi, renklerin sembolik ve fonksiyonel anlamları gibi özellikler, tasarımcıyı ve kullanıcıyı renk seçiminde etkileyen kriterler olarak ele alınmıştır. Tasarımcının, ürün tasarlarken renk tercihlerinde etken faktörleri, renk konusunda uzmanlaşmış kişilerin araştırmaları ve bu konudaki çalışmaları ayrıntılı değerlendirerek yapması daha doğru olacaktır. 14-16 yaş , 17-19 yaş öğrenciler, 28-31 yaş, 32-44 yaş, 45-56 yaş öğretmenler ve 28-31 yaş, 32-44 yaş 45-56 yaş veli yaş grupların çeşitliliği ile hangi renkleri sevdikleri, cinsiyet ve eğitim farklılıklarıyla, bireylerin sevdiği renklerde farklılıklar olup olmadığı araştırılarak grafik ve istatistiklerle ortaya konulmuştur. İkinci aşamada ise, üç farklı yaş grubuna anket uygulanarak, bu grupların en sevdikleri renkler tespit edilmiştir. Bu saptamalar doğrultusunda değişik yaş gruplarının renk tercihleri ve ürünler üzerindeki renk ve çeşitliliği ne kadar algılayabildikleri grafik ve istatiksel olarak incelenmiştir. Araştırma sonunda, iki etaplı anket sonrasında elde edilen verilerle yaş grupları arasında, rengi algılamada fark olup olmadığı incelenmiştir. Bu saptamalar doğrultusunda değişik yaş gruplarının renk tercihlerini ne kadar doğru algılayabildikleri belirlenmiştir. Bursa ilinde bulunan Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerine, öğretmenlerine ve velilerine anketler uygulanarak renk algılama ve renk algılamasını etkileyen genel etmenler hakkında edinilen somut sonuçlar, istatistik ve grafikler incelenmiş ve ortaya görüşler çıkmıştır. Ayrıca bu çalışmayla çocukların, öğretmenlerin ve velilerin doğru renkleri tanıması ve 14-56 yas grubunda kalan populasyonun renk kriterleri saptanmış olduğu için ambalaj, reklam, pazarlama, eğitim sektöründe daha bilinçli çalışmaların yapılmasına katkı sağlanmıştır.